RSS

Oyalı (Kopya Koyun) dan Hemofiliye Bir Çözüm Haberi

22 Kasım 2007 Perşembe

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Veterinerlik Fakültesinde dünyaya getirilen Türkiye'nin ilk kopya koyunu ''Oyalı''nın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Sezaryenle dün dünyaya gelen ''Oyalı'', fakültede düzenlenen basın toplantısının ardından ilk kez basının ve kamuoyunun karşısına çıkarıldı. İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Ural, kopya koyunun üniversitenin akademik araştırmaya olan eğitim ve katkısının bir sonucu olduğunu söyledi. Proje sorumlusu Prof. Dr. Sema Birler ve ekibine teşekkür eden Ural, ''Oyalı''nın dün hafif ateş yükselmesi sorunu yaşadığını kaydetti.

Devlet Planlama Teşkilatı ve TÜBİTAK destekli projeler kapsamında yer alan ''Kopya Koyun Projesi''nin sorumlusu Prof. Dr. Sema Birler de kopya koyuna ''Oyalı'' adını Prof. Dr. Ural'ın koyduğunu söyledi. Birler, klonlamanın bir canlının genetik olarak aynı kopyalarının üretilmesi anlamına geldiğini ifade ederek, bir hayvandan yumurta hücreleri elde edildiğini, diğer klonlanacak olan canlıdan da bir vücut hücresinin alındığını anlattı. Yumurta hücresinin tüm genetik materyali dışarı alındıktan sonra yumurta hücresine bir vücut hücresi ilave edildiğini ve bu iki hücrenin kaynaştırılmasıyla bir embriyonun üretiminin başlatıldığını dile getiren Prof. Dr. Birler, oluşan embriyonunun taşıyıcı anneye transfer edilmesiyle klon yavruların dünyaya getirildiğini kaydetti.

Prof. Dr. Birler, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Biz, transfer çalışmamızda 69 adet bölünmüş klon embriyoyu 8 koyuna transfer etmiştik. Bu 8 koyundan 5 tanesinin 18'inci günde yaptığımız hormon analizleri ile gebe olduğunu öğrendik. 40'ıncı günden sonra yaptığımız ultrason uygulamalarında 2 koyunun gebeliğinin devam ettiğini gördük. Klonlama çalışması sonucu gebe kalan koyundan bir tanesi dün doğum yaptı ve Türkiye'nin ilk klon kuzusunu dünyaya getirdi. Diğerinin halen gebeliği devam ediyor. Klonlama bizim için bir sonuç değil, bir başlangıçtır. Planlandığımız yolda ilk birkaç basamağı çıkmış olarak görüyoruz kendimizi ve çok yakın bir dönemde 'Transcenin' koyun üretimiyle devam ederek, hayvanlarda kök hücre çalışmalarına da kısa sürede geçmeyi düşünüyoruz. Ulaştığımız sonuçların, bilgi ve deneyimlerin gerek hayvancılık, gerek insan sağlığı konusunda çalışan meslektaşlarımıza da yardımcı olacağı umudunu taşıyoruz.''

KOLONLAMANIN AMACI

Klonlamanın amaçlarından bir tanesinin hayvancılık ve insan sağlığını ilgilendiren konularda gen transferi yapılmış hayvanların ''biyofabrikalar'' olarak kullanılması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Birler, hemofili, diyabet gibi hastalıklarda kullanılmak üzere sütünden bazı proteinleri üretebilen koyun oluşturmak ve bu şekilde bu sütün ilaç endüstrisinden kullanılmasını sağlamak olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Birler, gebeliği devam eden diğer koyunun 5-6 gün içinde doğum yapabileceğine işaret ederek, ''İlk ultrason incelemelerinde 4-5 yavru gördük. Bunlardan hepsi yaşamıyor olabilir. Yavru büyüdükçe tek tek saymak zorlaşıyor. Ama en az 3 bekliyoruz'' diye konuştu. ''Oyalı''nın tek olarak dünyaya geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Birler, doğum yaklaştıkça hem kendilerinin, hem de taşıcıyı annenin strese girdiğini, bu nedenle sezaryeni tercih ettiklerini söyledi. Prof. Dr. Birler, ''5 kilo 600 gram ağırlığında dün sezaryenle dünyaya getirilen 'Oyalı'nın sağlık durumu iyi'' dedi.

Birler, mezbaha materyalinden yani mezbahada kesilen koyunlardan hücre alarak bunu klonlama işleminde kullandıklarını dile getirerek, bu nedenle ilk kopya koyunun çok özel bir cins olmadığını, daha çok Trakya bölgesindeki yerli koyun melezi gibi durduğunu, ancak bir kaç ay sonra daha kesin olarak ırkının ortaya çıkacağını belirtti.

1 Proje nasıl başladı?
Proje Başkanı Prof. Dr. Sema Birler Radikal'in sorularını yanıtladı: "2003 yılında Devlet Planlama Teşkilatı'na bir proje yapmıştım, proje öyle başlamış oldu. Önce altyapıyı kurmaya çalıştık, DPT projesiyle gerekli bazı cihazlarımızı aldık. Daha sonra TÜBİTAK projesiyle de kimyasal malzemeleri sağladık. Oluşturduğumuz grupta 69 klon embriyon elde ettik. Bunları haziran ayında taşıyıcı koyunlara transfer ettik. Taşıyıcı annelerden 40'ının gebe olduğunu anladık. Ultrason incelemelerinde bunlardan ikisinde gebeliğin devam ettiğini gördük. Bu iki koyunun gebeliği hâlâ devam ediyor ve sağlıklı bir gebelik geçiriyorlar. Şu anda üç aylarını tamamladılar. Koyunlarda gebelik beş aydır; yani yaklaşık yedi haftalık bir süreleri kaldı. Bu dönemi sağlıklı geçirirlerse kasım ayının sonlarında Türkiye'deki ilk klon yavruları doğuracaklar. Gebelik artı ve eksi bir hafta oynayabiliyor, o yüzden tarih kesin değil. Annelerden biri çok yavru taşıyor, onun doğumu erken olabilir."

2 Neden önemli?
"Bu ilk proje, öncelikle klonlama tekniğini burada oturtabilmek ve laboratuvarlarımızı bu çalışmaya hazır hale getirebilmek için gerçekleştirdik. Klonlamayı başarmak bizi, insan sağlığı ve hayvancılık açısından birçok yeni ve öncü çalışmaların yapılabileceği bir alana sokmuş oluyor. Klonlama, her aşaması büyük zorluklar içeren bir uygulama. Bunu dünyada çok az sayıda ülke yapabildi; doğumlarımız gerçekleşirse Türkiye de bu ülkelerden biri olacak."

3 Başarı şansı nedir?
"Bir yumurta hücresinin tüm genetik materyalini dışarı alıp, farklılaşmış bir vücut hücresini bu yumurta hücresinin içine yerleştiriyor ve bu çekirdeği tekrar aktive olarak yavru oluşturmaya yöneltiyoruz.
Başarı şansı çok yüksek değil ama bu oranı artırmayı da hedefleyen çalışmalarımız var."

4 Faydası ne olacak?
"Bu teknik çok çeşitli alanlarda kullanılabilir. Biz bunu özellikle ve öncelikle 'transgenetik hayvan' üretiminde kullanmak istiyoruz. Bu tür hayvanlar, insanların bazı hastalıklar nedeniyle eksik olan ve dışarıdan verilmesi gereken bazı proteinleri üreten, fabrika gibi işlev gören hayvanlar. Transgenik olarak üretilmiş ineğin veya koyunun ürettiği özel sütten bu proteinleri ve aşıları elde edebiliyoruz. Mesela hemofili faktörü, bu koyunun sütünden üretilebiliyor. Klonlamadan, birçok insan hastalığı için faydalanılabiliyor."

5 Türkiye'de benzeri var mı?

"Şu an asıl alanımız koyunlar. TÜBİTAK'ta arkadaşlarımız sığırlar üzerinde çalışıyor. Biz şu anda koyun üzerinde çalışmayı sürdüreceğiz, transgenik koyunlar üretmeyi düşünüyoruz. Koyuna yakın ırklarla, keçi ve manda gibi hayvanlarla ilgili çalışmaları da ilerisi için planlıyoruz

0 yorum: